4 Mayıs 2021 Salı

 

                                                                     Saf kötülük 


     Yaşarken beynimize işlenen en güçlü olduğunu düşünüyorum. Daha en başından birine üstünlük kurmak için doğmadık mı? Annene babana kardeşine herhangi birine. İçimizdeki kötüyü her an bastırarak yaşamaya çalışmıyor muyuz? Yalnızlıktan sonra en çok düşündüğüm konu bu oldu. İyi insan nasıl kalabiliriz içimizdeki sesi nasıl susturabiliriz onunla ilgili henüz bir yol bulamadım. Yıllar evvel eski bir Kızılderili atasözü duymuştum; ‘’ İnsan iki ruhludur içinde bir iyi köpek ir de kötü köpek kavga eder, hangisini beslersen o kazanır.’’ Bütün  egoyu kibri bi yana bırakıp eşit şartlarda yaşamadığımızı düşünmek gerekir. Hepimiz adalet isteriz ama konu eşitliğe gelince kimse bir başkasıyla içsel olarak eşit olmak istemez. Dünyada bunca feminist cemiyet , kuruluş neden var ? Erkekler hala içlerinde, bi kadınla erkeğin eşit haklara sahip olmasını istemez. Ne iş yerinde maaş konusunda ne de bire bir aşk ilişkisinde hep üstünde olmak ister uğun konum bu değil ama yine de ucundan kıyısından buna da değinmek istedim. Yargılama ve art niyetle alakalı bir Kızılderili atasözü var o da ‘’Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim takıldığım taşlara takıl yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim gittiğim gibi anca o zaman beni yargılayabilirsin. ‘’  Hangimizde var bu yüce gönüllük diğer insanları nasıl yargıladığını düşün..


        Kendimi iyi hissetmediğimde, birinin başını omzuna yaslanırken bile tam anlamıyla iç rahatlığını yaşamak istiyorum. Bu yüzyıl bu onyıl başımıza gelen onca şey hepimizi birbirimizden uzaklaştırdı. Belki de hep böyleydi ama büyüğün zaman insanların nasıl acımasız nasıl öfke dolu olduğunu daha temiz görüyorsun. Kendimi asla savunmuyorum , zaten en büyük kötülükleri insan kendi kendine yapar değil mi? Gelen tüm kötülükleri kendimiz besleriz aslında izin veririz bize gelmesine. Hayatımdan giden tüm insanlara karşı içim çok rahat. Kimseyi isteyerek üzmedim, üzdüğümü fark ettiğim an özür diledim. Bu sonucu tabiki değiştirmedi ama içimde ne varsa söyledim belki yanlış düşünüyorum. Özbenlik içinde gerçekten kötülük yoksa bence onu beslemedikçe o da vazgeçiyor ruhumuzu ele geçirmekten. Herkesin seni, senin sevdiğin gibi sevmesini beklemek mesela .. Ya da romantiklikten öte birini milliyeti ya da dini inanışı yüzünden sevmemek evet yıl 2021 ama aşamıyoruz. İçimizdeki o ötekileştirme isteğinin dayanılmaz iğrençliği. Başka bi açıdan bakarsak milliyetinden övünç duymak da ilginç. İnsan kararını kendi vermediği oluşumuna katkı sunmadığı bir şeye nasıl sevinç ya da üzüntü duyabilir? Bu yüzden birini kırmak saf kötülük değil de nedir?

 

 

9 Nisan 2021 Cuma

 Mutsuz olmak

İlk mutsuzluğumu hatırlamaya çalıştım. Sanırım mutlu olduğum anlardan daha önce aklıma geldi.

Biz mutsuzlar aslında sadece kendimizden bir parçayı uzaklara bırakıp insan içine karışıyoruz.

Mesele aslında neden yaşadığımız? Ne uğruna nasıl bu kadar hırsla mücadelemize devam

ediyoruz. İste biz mutsuzlar tam da bu noktada ayrılıyoruz, bizim işimiz hırsla değil, egoyla

değil biz aslında içimizdeki soruların yanıtlarını bulmaya çalışmaktan bunları düşünemiyoruz. Bu

satırları yazarken yine kimsenin okuyacağını düşünmeden yazıyorum ki beni sınırlamasın. Ben

içimdeki boşlukta mutsuzluk içinde buldum huzuru. Mutlu olmak istemiyorum olamayacağımı

biliyorum. Mutlak mutluluk yok zaten mutsuz olan her an ağlamıyor sadece durup düşünmek

istiyor. Neden varız? Ya da neden yok olup gitmiyoruz aslında her gün kesilerek evrenden

aldıklarımı geri veriyoruz. Anlamsız boşluk hissi asla yakamdan düşmeyecek bunu biliyorum.

Ama onu düşünmeden edemiyorum. Bugünü yaşayamadan hep ileride ne olacağı ile ilgili

düşünürken buluyorum kendimi. Bugün 30 yaşındayım. Yapmam gerekenleri yapamamış olma

hissinin beni yıpratmaya başladığını söyleyebilirim. Kim dur diyecek bu gidişe insan kendi

hayatının iplerini eline alamıyorken başkasının hayatına nasıl karışır. Bu çelişkiler dinlediğim

şarkıda rüyamda ya da biriyle konuşurken hep benimle. Belki de içten içe mutlu olmaktan

kaçıyorumdur. Belki de mutlu olmayı bilmediğim için bünyem buna hazır değildir. İnsan kendini

mutluluğa hazırlayabilir mi? Siz nasıl bu kadar mutlusunuz? İnsan önce kendini sevecekmiş sonra

mutlu olurmuş hikayesine inanmayan kimler var aramızda. Mutsuzluk sevgiyle ilgili değil tam

olarak. Birini severken de mutsuz olabilirsin. Ya da mutluyken de mutsuz kalabilir bi yanın.





 H erkesin Hiçbir Şeyi Hikayem 91 yılında başladı. Her yıl daha da geriye gitti ve bu yıl kendime en uzak yılım oldu.  En umutsuz en çaresiz...