Biliyorum ben seni
unutamam ama sen de beni unutamazsın. Nasıl unutacaksın ki? Yaşadığın her
an hayat beni senin karşına çıkardığı
sürece... Unutamazsın tabii. Bi kere beni her gördüğünde yaşadıklarımız gelecek
aklına, sonra birde yaşayamadıklarımız. Yaşadıklarımız, öylesine değildi.
Gerçekten özeldi. Her şeyden önemlisi ilkti. İlkler unutulmaz derlerdi
inanmazdım neden unutamayacakmışım derdim 'hayat bu her şeyi unutturur' ama
öyle olmuyormuş sevdiğim. Hala öyle canlısın ki hafızamda sanki o günleri
yeniden yaşıyorum. Kısa zamanda beni gerçekten mutlu ettin.
Bi kadın olduğumu hatırladım ve birini
ölesiye isteyebileceğimi anladım. Ve biri nasıl düşünülür gece gündüz seninle
öğrendim. Aklıma esip gidince dönemeyeceğimi de senden öğrendim. Birine ayak
uydurmayı hatırladım. Zevklerimi değiştirdin en basitinden. Asla olmaz dediğim
çok fazla şey yaptım. Belki gurursuzluklar
yaptım. Çirkefleştim sevdiğimden. Ama işte bak söylüyorum unutamam.
Mesela yüzünün uzunluğunu ömrümce unutamam. Gülünce yanaklarının çizgi çizgi oluşunu da. Giyim tarzın sabit her şeyin
mavi-siyah-beyaz. Hele o kendinden emin duruşun yok mu… Saçların hele
benimkilerden daha yumuşak olduğunu söylemsem yalan olmaz herhalde. Ellerin
cebindeyken yürürsün hep bu da aklımda. Sonra şiven kayardı bazen olduğun yere
özgü konuşmaya başlardın. Adımla hitap ederdin bazen bense bana kızdığını
sanırdım. İki işi aynı anda yapabilmeni bile seviyordum. Yerli yersiz
konuşmalarımızı olmadık saatlerde uzattığımız konuşmalarımızı unutamam. Ben
uyurken aradığını ve kapatmadığını da unutmam. Şarkılarını en sevdiğin kadını
biliyorum ve biliyor musun onu senden sonra ben de daha çok sevemeye başladım.
Gecelerden birinde arayıp sevdiğin bi
şarkıyı bana dinletmiştin. Senden bana gelen ilk ve son şarkıydı bu. Bana
genelde ne dediğini hatırlıyorum. Benden en çok istediğin şeyin ne olduğunu
biliyorum. Bana nasıl baktığını hatırlıyorum. Ayrıldığımız gün yani Pazardan nefret
ediyorum. En sevdiğim günse Perşembe çünkü o günde tanıştık. Şu anlaşamadığımız
ve aşamadığımız konu. Ben senin için tam olarak ne neydim, ne hissettin hiç
bilemedim.
Senin de beni niye unutamayacağını da
biliyorum. Çünkü karşına böylesi çıkmamıştı. Hiçbir aşk kuralını bilmeyen bir
yabani tanımamışsındır. Ama hiçbir şeyi bilmemesine rağmen senin için öğrenmek
istediğini de unutma. Hayatında yeşili benim kadar seven biri olmuş mudur acaba
? Baak bunu da unutamazsın. Sonra bu kadar odununu da görmemişsindir. Kalbim
senin için atarken , duygularımı nasıl batırdığını tahmin bile edemezsin. Canım
kelimesinden nefret ettiğimi de unutamazsın .Güldüğüm zaman yüzümün güzel
olduğumu unutamazsın. Çünkü bunu sen söylemiştin bana . Dişlerimi de beğenirdin,
ilk tanıştığımız gün bahsi geçmişti. Kendimin farkında olmadığımı söylediğini
de unutamam. İlk buluştuğumuz gün
yaşadığımız heyecan hala içimde. Sana nasıl baktığımı unutamazsın. Beraber
içtiğimiz ilk çay. Sonra akşamına inatlaşmamız ilk mesajı kim atacak diye. Ben
galip gelmiştim hatırla ilk mesajı sen atmıştın. Ve beni nasıl da mutlu
etmiştin . Dövmemi sevdiğini ve saçımın boyunu sevdiğini unutmam. Sonraaa seni
öptüğümde yüzümün aldığı ifadeyi de unutamazsın, benim seninkini unutamadığım
gibi. Beraber güldüğümüz anları hele unutursan ... Senden defalarca ayrılmama
rağmen bi mesajınla sana nasıl koştuğumu da unutamazsın. Her küsüşümüz de
barıştığımızı unutamazsın. Benim seni, senin beni sevdiğinden daha çok
sevdiğimi de unutamazsın. Unutamazsın işte unutmamalısın. Unutursan bana
haksızlık etmiş olursun. Konuştuğumuz onca şey boşuna gider.
Bilmediğin şeyler de var ama. Mesela ben
hala seni unutmadım. Biliyorum artık olamayız ama ben senin boşluğunu doldurmak
istemiyorum. Daha doğrusu seni unutmaya kıyamıyorum . Öyle aniden içimdekileri
söyleyemeden bitince böyle oldum. Yarım kaldım, tamamlayamadım kendimi. Hayal
kırıklığı desen değil , biliyordum sürmeyeceğini. Sana aldığım tek hediyeyi
vermek için buluştuğumuzda sana sarılamamıştım hatırladın mı? Çünkü hiç hesaba
katmamıştım sarılacağını. Sarıldığın an her şey durdu etrafımdaki, düşündüm o
an gerçekten anladım bu sondu. Bir daha böyle bi fırsat geçmeyecekti elime ve
ben onu kaçırmıştım. Kızmıştın hatta ben bi tepki vermeyince ... Ama dedim ya bir
tanem bilmediklerin var.
Bir insanı tanımada flört ya da sevgili olma evresi yeterli midir ? Bence
insan ayrılınca tanıyor birbirlerini. Elini tutarken tanıdığını sanıyorsun . Asıl olay eller
ayrılınca ortaya çıkıyor. Ne çok insan ayrıldıktan sonra birbirlerinden nefret
etti. Ne çok söz söylendi biten her aşkların ardından. Ama biz seninle
konuşmamayı başaramadık. Hep haber aldık
birbirimizden. Tamamen kaybetmek istemedik belki ‘bizi’. Aslında ben hiç
kıyamadım ki sana. Sen de hep hayatında olayım istedin. Benim konuşmayı
seviyorsun yaa. Ne zaman çağırsan gelmek istedim ben de , amacının ne olduğunu
bile bile sana güvenmek istedim, bittiğini bile bile. O belki yok mu işte o ,
her keşkenin sebebi. Değişmiş olma ihtimali . Ve her seferinde değişmediğini gördüğümde yaşadığım hüzün.
Önce kendim inandım , o yalana sonra etrafını inandırdım. Kırıldıkça değiştim. Ama
senden hiçbir zaman nefret etmedim.
Yine söylüyorum yaşananlar unutulmaz. Sen ne
dersen de ne kadar inkar edersen et, hata de yanlış de ya da kabul etme ne
düşünüyorsun bilmiyorum belki de pişmansın. Bu vefasızlık olur,
bu yaşanmışa saygısızlık olur ve bu beni en çok kıracak şey olur.
Hayatın boyunca hep mutlu ol. Umarım
sevdiğin her kadın, verdiğin küçücük mutluğu bile sevme yeteneğine sahip olur
benim gibi. Daima hem sev hem sevil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder