19 Ocak 2014 Pazar

                                                           Sabahattin Ali

Abdi İpekçi
 
                                                                   Deniz Gezmiş
 
                                                                 Hrant Dink
 
                                                                  Uğur Mumcu
Metin Göktepe
Ahmet Taner Kışlalı

Bu isimleri hepimiz hatırlıyoruz bir yerlerden. Onlar yaşadıkları dönemlerde kitleleri etkiledi. Ve onlar bize vakitsiz veda ettiler. Kimisi yazdıklarıyla, kimi konuştuklarıyla kimi ise yalnızca duruşuyla. Bu adamların başlarına ne geldiyse haksızlığa sessiz kalmadıkları için geldi. Hayatları pahasına da olsa asla düşündüklerini söylemekten ve yazmaktan vazgeçmediler. Kendileri için değil asla, bizim için ve bu ülke için. Onların aileleri yok muydu da böyle işlere atıldılar? Gül gibi yaşayıp etliye sütlüye bulaşmadan yaşasalar olmaz mıydı? Olmazdı, birileri bu mücadeleyi üstlenmek zorundaydı.  Mücadeleler güzel sonuçlar verdi evet bugün onları tanıyarak yazıyorum. Ama bugün onlar yoklar. Verdikleri mücadeleler hayatlarına mal oldu. Hepsi öldürüldü… Hem de gencecik yaşlarındayken her biri… Ve bu insanların hiçbiri katil değil, kimsenin kılına zarar vermedi. Şu meşhur ‘düşünce suçu’ suçlu olmaya yeten en güzel sebep. Ama belki de ölüme en kolay götüren yol. Öyle boş şeylerin savaşı dönüyor ve öyle masum canlar vakitleri gelmeden öldürülüyor ki insanın bugün bile yüreği burkuluyor. Bunca gazetecisini, politikacısını, yazarını ve sanatçını öldüren bir devlet daha var mıdır? Sınırsız ,savaşsız, kavgasız yaşayamıyoruz. İçimizdeki iyileri de yok ediyoruz. Onların hepsi iyiydi, dürüsttü. Yaşamayı herkes kadar hak ediyorlardı.
 Bugün bunları yazmakta ki tek amacım; onları öldükleri günler dışında da anmak ve hatırlamak o kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 H erkesin Hiçbir Şeyi Hikayem 91 yılında başladı. Her yıl daha da geriye gitti ve bu yıl kendime en uzak yılım oldu.  En umutsuz en çaresiz...