Başbakanım;
Senden olmayanı hiç sevmeyeceksin değil
mi? Korumayacaksın, kollamayacaksın? Hoş kollamanı bekleyen yok öldürmesen
yeter. Daha önce madende ölenlere ‘kader’ dedin. Hadi bu sana oy veren insanlar
salak, salakları kandırırken hiç canın acımadı mı? Yetimin hakkını yerken,
bunca insanı ağlatırken yüreğin hiç mi sızlamadı? 274 canın hesabını nasıl
vereceksin? İşine geldiği zaman her şey senin elinde. Senin polisin, senin
askerin , senin yargın , senin vatandaşın.
Bizi hep kendinle aynı şekilde düşünmeye zorladın. Baş kaldırınca
dövdün, sövdün, öldürdün. Bunların hesabını sen veremeyeceksen kim verecek?
Biz de kötüyüz,
kötüyüz çünkü seçimlerimiz kötü.
En çok koyan da sebepsiz ölüm. Evet her
ölüm erken ölüm ama böylesi çok acı. Tarihte bu gibi olaylara yüzlerce kere
tanıklık etmemize rağmen bundan ders almamamız ne kötü. Normalleşiyor muyuz
yoksa? Yoksa bu kadar büyük acılara nasıl katlanıyoruz? En büyük acı sevdiğini
kaybetmek değil mi, nasıl katlanacak geride kalanlar ya da nasıl geçinecekler?
Onların acısını hangi para hafifletir ya da sizin
yüzsüzlüğünüzü hangi para gizler? Şimdi evet buradan yazması kolay ama Soma’da
insanlar öldükleriyle kaldı. Geriye binlerce insan babasız belki abisiz dayısız
kaldı. Hem de ne uğruna. Yaşamak bu değil, olmamalı da. Hele bir de bu olaylar
hep masum insanların başlarına geliyor ya işte en çok ona bozuluyorum. Kimileri
milyon dolarlar çalıp ayakkabı kutularında gizledi kimisi oğlunu sırça
köşklerde korudu. Ama olan ekmeğini maden ocağından kazıyarak alan insana oldu.
Adalet bunun neresinde ?
Böyle bi ülkede bu kadar kötü insanla
yaşamak istemiyorum.