Mutsuz olmak
İlk mutsuzluğumu hatırlamaya çalıştım. Sanırım mutlu olduğum anlardan daha önce aklıma geldi.
Biz mutsuzlar aslında sadece kendimizden bir parçayı uzaklara bırakıp insan içine karışıyoruz.
Mesele aslında neden yaşadığımız? Ne uğruna nasıl bu kadar hırsla mücadelemize devam
ediyoruz. İste biz mutsuzlar tam da bu noktada ayrılıyoruz, bizim işimiz hırsla değil, egoyla
değil biz aslında içimizdeki soruların yanıtlarını bulmaya çalışmaktan bunları düşünemiyoruz. Bu
satırları yazarken yine kimsenin okuyacağını düşünmeden yazıyorum ki beni sınırlamasın. Ben
içimdeki boşlukta mutsuzluk içinde buldum huzuru. Mutlu olmak istemiyorum olamayacağımı
biliyorum. Mutlak mutluluk yok zaten mutsuz olan her an ağlamıyor sadece durup düşünmek
istiyor. Neden varız? Ya da neden yok olup gitmiyoruz aslında her gün kesilerek evrenden
aldıklarımı geri veriyoruz. Anlamsız boşluk hissi asla yakamdan düşmeyecek bunu biliyorum.
Ama onu düşünmeden edemiyorum. Bugünü yaşayamadan hep ileride ne olacağı ile ilgili
düşünürken buluyorum kendimi. Bugün 30 yaşındayım. Yapmam gerekenleri yapamamış olma
hissinin beni yıpratmaya başladığını söyleyebilirim. Kim dur diyecek bu gidişe insan kendi
hayatının iplerini eline alamıyorken başkasının hayatına nasıl karışır. Bu çelişkiler dinlediğim
şarkıda rüyamda ya da biriyle konuşurken hep benimle. Belki de içten içe mutlu olmaktan
kaçıyorumdur. Belki de mutlu olmayı bilmediğim için bünyem buna hazır değildir. İnsan kendini
mutluluğa hazırlayabilir mi? Siz nasıl bu kadar mutlusunuz? İnsan önce kendini sevecekmiş sonra
mutlu olurmuş hikayesine inanmayan kimler var aramızda. Mutsuzluk sevgiyle ilgili değil tam
olarak. Birini severken de mutsuz olabilirsin. Ya da mutluyken de mutsuz kalabilir bi yanın.