BAŞUCUMDA
MÜZİK/ Kürşat Başar
Kürşat
Başar 1963 yılında doğdu. 1981 yılında gazeteciliğe başladı. 1989 yılından
sonrada roman, deneme ve söyleşi yazmaya başladı. En tanınmış romanı
‘’Başucumda Müzik’’ dir. Kürşat Başar’ın bu romandaki en çarpıcı tarafı kadın
duygularını çok iyi ifade etmesidir. Kitaba başlar başlamaz duygu seli sizi
içine hapsediyor. Bu kitabı çok geç okuduğum için kendine inanılmaz kızıyorum.
Bir kadının duyguları bir erkek tarafından ancak bu kadar güzel ifade
edilebilirdi.
“Eğer,
hayatınızın herhangi bir anına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler
yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki
ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken…
Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk
gün…’’ Bir insan hayatı boyunca arayıp
bulamadığı mutluluğu tam buldum demeden, balıklama dalarak hayatının en önemli
kararlarından birini verdikten sonra; hayatı boyunca onun hakkında bir şey
duyduğunda hatta adını bile duyduğunda kalbi yerinden atacakmış gibi olmasına
rağmen mutsuz olur?. Bütün bunların farkında olmasına rağmen, elinden hiç bir
şey gelmediğini görmesine rağmen yine de " mutsuz " olacağını bildiği
kararların peşinden gider? s. 19 " hatırlamak güzeldir derler. hayır, değildir. anılar bir
an için bizi gülümsetse bile hemen sonra elimizi uzatıp tutmaya çalıştığımızda
silinip giderler ve ne yaparsak yapalım ancak acı verirler."
Uçarı bir
genç kızın yaşadıklarıyla başlayan roman unutulmayacak bir aşkla devam ediyor.
Genç kızın hayali pilot olmaktır. Küçük yaştan itibaren asi bir karakter olarak
yetişmiştir. Çocuk yaşta ailesini bile şaşırtan bir kararla geleceği parlak bir
hariciyeci ile evlenmiştir. Eşi Turgut’un mesleği gereği gençliğinin bir
bölümünü yurt dışında geçirmiştir. Daha sonra Türkiye ye gelir genç karı koca.
Amerika da geçirdiği yılların olgunluğu ve karakterinin verdiği uçarılıkla
taşındıkları Ankara’da büyük dikkat çekmiştir. Çocukken kalbini çalan adamı
Ankara’da bir baloda görecek ve hayatı tamamen değişecektir. Baloya şık siyah
bir elbiseyle giden genç kadın burada çocukluk aşkı Fuat ‘ı görür. Onu ilk
gördüğündeki heyecanı bir anda yeniden depreşir. Bu süre zarfı içinde Fuat
Menderes hükümetinin önemli bir bakanıdır. Monoton evliliğinden sıkılan genç kadın
duygularının sesini dinleyip her şeyi akışına bırakır. O balo gecesinden sonra
Fuat ve romanın baş kahramanı sürekli mektuplaşır. Fuat fazlasıyla ısrarcı bir
adamdır. Genç kadın başta mektuplara cevap vermesine rağmen sonunda aşk
olacağını düşünmemiştir. Genç kadının için , Fuat hep kadın düşkünü bir adam
olmuştur. Ulaşılamayacak imkansız biri… Bu yüzden kadın başta Fuat ‘ a inanmamıştır.
Fuat da sürekli onu inandırmaya çalışmıştır. Sık sık yurt dışına çıkma
bahanesiyle kasının yanına gitmiştir. Farklı zamanlarda çeşitli hediyeler
göndermiştir. Bu durumda genç kadın
kocasını aldattığı için sürekli ikilem içinde kalmıştır.. Fuat’ın ısrarlı
takibi sonunda beklenen olur; Fuat’tan hamile kaldığını anladığında, çocuğunu
doğurmayı göze alamamakla birlikte kocasını terk eder. Bundan sonra hiçbir
zaman bir çatı altında yaşamaksızın sürdürürler ilişkilerini; ta ki 27 Mayıs
darbesine kadar. Fuat, Menderes ile birlikte idama mahkum edilen ve hayatı idam
sehpasında noktalanan iki bakandan birisidir… Genç kadının bundan sonraki
hayatı acı içinde geçer Fuat’ın ardında bıraktıklarıyla yaşamaya çalışır.