Adamakıllı
Bugün konum aşk. İnsanlığın doğumdan beri
yaşanan kadın-erkek ,kadın-kadın ,erkek-erkek ilişkilerindeki o duyguya
değinmek istiyorum.
Hep deriz ya eskiden şöyleydi eskiden
böyleydi diye eskiden ne vardı? (Kusura bakmayın işte tam da burada gelenekçi
olacağım.) Aşkı yaşamamız için bahşedilen bi ruh vardı. Bu ruh aşkı uzun ömürlü
ve dayanıklı kıldı. Art niyet ya da aşınmışlık yoktu. Birini sevdiğin zaman
hesapsızca sonunu düşünmeden severdin. Kimi zaman seni gülümsetebilmesi
yeterdi. Haberleşmek için mektup ya da arkadaşlarımı kullanırdık. Elini
tutabildiysek şanslıydık. Çünkü bu öylesine büyük bi heyecandı ki … O zamanlar
yok muydu çapkınlar vardı elbet ama usulüne göre yapılırdı. Kimse kimseyi
kırmadan biterdi ilişki. Gönül bu aklın aracı değil ki. Mesela ilk kavgada
bitmezdi aşk. İnsanlar birbirine şans tanırdı. Sıkılmak o zamanlar bu kadar
meşhur değildi. Yaygın olan nesil üzerinde aşkın etkisi büyüktü. Aşkın bi
saygınlığı vardı. İnsanlar , birbiri için bu kadar kolay değildi. Her şey
anında olmazdı, her şeyin bi sırası vardı. Kendini sorumlu hissederdin
karşındakine karşı. İşte bu önemliydi bence … Yitirdiklerimizin farkında olsak
keşke.
Şimdi yeniye geçelim. Yeni güzeldir
geçmişin izleriyle kendine özgün bi yol seçmiştir. Kendinden emindir. Ama ya
aşka kattıkları? Bence aşkın kimyası değiştirdi. Artık çabucak aşık oluyoruz
ama bu kez düşünerek. Sonunu da kendimiz hazırlıyoruz. Aşkı yönetiyoruz yani bi
bakıma. Şurası şöyle olsun, bununla bu kadar birlikte olayım, biraz parasını
yer ayrılırım, belki şansımı denerim diyoruz. Heyecan kısmı saniyeler sonra
sona eriyor. Heyecan bittiği an bu kez işimi görsün yeter… Kadın ya da erkek
aşık olduğunda aklından geçen ilk şey onunla sevişmek değildi. Zaten hayatındakinin dışında insanlarla da
birlikte. Bunun adına da garanticilik deyip midemi bulandırıyorlar. Son moda
bir de şu söz var ‘onu mu bekleyeceğim’ istersen bekleme sen bilirsin ama kimse
de seni beklemeyecek bu gidişle .Çabuk tüketince de neden hayatımda şöyle adamakıllı biri yok diyoruz.
Çünkü zamanla birbirimize benzedik. Artık aşk yok, şehvet var. Duygu yok, tutku
var. Yüz yok, yüzsüzlük var.
Evet geçmişe dönemeyiz belki ama anıları
yaşatmaya çalışabiliriz kitaplarla. Bence eskiyi yaşanan aşkın saflığını
anlatan en güzel kitaplar Başucumda Müzik- Kürşat Başar ve Orhan Pamuk -
Masumiyet müzesi