25 Aralık 2012 Salı

 
 

BAŞUCUMDA MÜZİK/ Kürşat Başar

Kürşat Başar 1963 yılında doğdu. 1981 yılında gazeteciliğe başladı. 1989 yılından sonrada roman, deneme ve söyleşi yazmaya başladı. En tanınmış romanı ‘’Başucumda Müzik’’ dir. Kürşat Başar’ın bu romandaki en çarpıcı tarafı kadın duygularını çok iyi ifade etmesidir. Kitaba başlar başlamaz duygu seli sizi içine hapsediyor. Bu kitabı çok geç okuduğum için kendine inanılmaz kızıyorum. Bir kadının duyguları bir erkek tarafından ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi.
 
 

“Eğer, hayatınızın herhangi bir anına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken…  Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün…’’  Bir insan hayatı boyunca arayıp bulamadığı mutluluğu tam buldum demeden, balıklama dalarak hayatının en önemli kararlarından birini verdikten sonra; hayatı boyunca onun hakkında bir şey duyduğunda hatta adını bile duyduğunda kalbi yerinden atacakmış gibi olmasına rağmen mutsuz olur?. Bütün bunların farkında olmasına rağmen, elinden hiç bir şey gelmediğini görmesine rağmen yine de " mutsuz " olacağını bildiği kararların peşinden gider? s. 19 " hatırlamak güzeldir derler. hayır, değildir. anılar bir an için bizi gülümsetse bile hemen sonra elimizi uzatıp tutmaya çalıştığımızda silinip giderler ve ne yaparsak yapalım ancak acı verirler."

 

        Uçarı bir genç kızın yaşadıklarıyla başlayan roman unutulmayacak bir aşkla devam ediyor. Genç kızın hayali pilot olmaktır. Küçük yaştan itibaren asi bir karakter olarak yetişmiştir. Çocuk yaşta ailesini bile şaşırtan bir kararla geleceği parlak bir hariciyeci ile evlenmiştir. Eşi Turgut’un mesleği gereği gençliğinin bir bölümünü yurt dışında geçirmiştir. Daha sonra Türkiye ye gelir genç karı koca. Amerika da geçirdiği yılların olgunluğu ve karakterinin verdiği uçarılıkla taşındıkları Ankara’da büyük dikkat çekmiştir. Çocukken kalbini çalan adamı Ankara’da bir baloda görecek ve hayatı tamamen değişecektir. Baloya şık siyah bir elbiseyle giden genç kadın burada çocukluk aşkı Fuat ‘ı görür. Onu ilk gördüğündeki heyecanı bir anda yeniden depreşir. Bu süre zarfı içinde Fuat Menderes hükümetinin önemli bir bakanıdır. Monoton evliliğinden sıkılan genç kadın duygularının sesini dinleyip her şeyi akışına bırakır. O balo gecesinden sonra Fuat ve romanın baş kahramanı sürekli mektuplaşır. Fuat fazlasıyla ısrarcı bir adamdır. Genç kadın başta mektuplara cevap vermesine rağmen sonunda aşk olacağını düşünmemiştir. Genç kadının için , Fuat hep kadın düşkünü bir adam olmuştur. Ulaşılamayacak imkansız biri…  Bu yüzden kadın başta Fuat ‘ a inanmamıştır. Fuat da sürekli onu inandırmaya çalışmıştır. Sık sık yurt dışına çıkma bahanesiyle kasının yanına gitmiştir. Farklı zamanlarda çeşitli hediyeler göndermiştir. Bu durumda  genç kadın kocasını aldattığı için sürekli ikilem içinde kalmıştır.. Fuat’ın ısrarlı takibi sonunda beklenen olur; Fuat’tan hamile kaldığını anladığında, çocuğunu doğurmayı göze alamamakla birlikte kocasını terk eder. Bundan sonra hiçbir zaman bir çatı altında yaşamaksızın sürdürürler ilişkilerini; ta ki 27 Mayıs darbesine kadar. Fuat, Menderes ile birlikte idama mahkum edilen ve hayatı idam sehpasında noktalanan iki bakandan birisidir… Genç kadının bundan sonraki hayatı acı içinde geçer Fuat’ın ardında bıraktıklarıyla yaşamaya çalışır.

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 H erkesin Hiçbir Şeyi Hikayem 91 yılında başladı. Her yıl daha da geriye gitti ve bu yıl kendime en uzak yılım oldu.  En umutsuz en çaresiz...