BİR ODADAN BİR ODAYA
Çirkin Kral, çalışırken hırsıyla işine olan aşkıyla bilinir. Ama gelin bir de onu yalnız büyüyen ve daima aşağılanan kızının ağzından dinleyin. Yıllarca Yılmaz Güney'i devrimci yönüyle tanıdık. Bu kez onu kızının ağzından okuyoruz.
Elif Güney Pütün, 1966 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Küçük yaşlarda babasından ve annesinden ayrılarak babasının köyüne gönderildi. Bir kaç sene babasını ve annesini görmedi. İlkokuldan sonra ana baba hasretine dayanamayan Elif, orta okuldan sonra annesiyle yaşadı. Annesi ise şarkıcıydı. Geceleri eve çok geç geldiği için Elif annesiyle uzun süre yaşayamadı. Bu kez de babasıyla yaşamayı denedi. Bir süre de babasıyla kaldı. Bu süre zarfında Yılmaz Güney'in başka bir eşi vardı. Ondan da bir çocuğu vardı. Elif daima babası tarafından aşağılandı. Kimi zaman şişman olduğu için; kimi zaman zekası sebebiyle ... 15 yaşına geldiğinde babasının yeniden döneceğiz vaadiyle Paris 'e yerleştiler. Yılmaz Güney buradan da devrimci faaliyetlerini ve filmleri çekmeyi sürdürdü.
Şimdi ise psiko-pedagoji eğitimi alan Pütün; eğitiminin ikinci yılında yaptığı staj sırasında otistik çocuklarla tanıştı ve tüm iş hayatını onlara adadı. Psikanaliz formasyonunun yanı sıra aile terapisti formasyonu da alan yazar, eşi ve iki çocuğuyla Fransa’da yaşıyor. En önemlisi babasını sonradan da anlamış güçlü bir kadın.
“Ben senin Yol’unun küçük kızıyım, yazılmış ama söylenmemiş ismiyim.”
herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap
YanıtlaSilkesinlikle...
Sil