17 Aralık 2013 Salı










Duygu Asena, hem yazar hem de gazeteciydi. Asena, 1946 -2006 yılları arasında yaşadı. Ondan geriye 8 kitap kaldı. İlk kitabı Kadının Adı Yok yayınladığı yıl yasaklandı, fakat sonrasından açılan davalarla yasak kalktı. Kitaplarında güçlü kadınları konu edindi. Belki kendisi de kadın olduğu için kim bilir... Şu anda 4. kitabını okuyorum. Ve gerçekten okunması gereken bir yazar. Önyargılardan arınıp okumayı deneyebileceğiniz biri. Her kitabı ayrı güzel. Onu çok özlüyoruz gerçekten...


      Yıllarca alt sınıf olarak görülmüş kadının neler başarabileceğini anlattı. Aslında erkeklere muhtaç olmadan da yaşamın sürdürülebilineceğini gösterdi romanlarıyla. Kadının kendi fakında olmasını istedi hep. Çünkü bugün 17.12.2013 hala sokakta, evinde öldürülen binlerce kadın var. İşkenceye maruz kalan, hakkını arayamayan... Erkeğin kadından tek üstün yönü fizik. Ama kadın doğduğu andan itibaren hesap vermeye başlıyor. Önce babası sonra hayatına giren erkekler en son seçtiği eşi...

      Günümüzde hem kadın hem erkek çalışıyor. Ama eve geldiği anne oluyor. Çocuğu varsa onun bakımı, evin yemeği, çamaşırı, temizliği. Bunları kadın yapmak zorunda çünkü dayatma bunu istiyor. Kadının işe yarayabilmesi için evin işlerini görmesi, erkeğini tatmin etmesi aynı zamanda bakımlı olması ve işinde başarılı olması gerekiyor. Ve tam da unutuyordum namuslu olması gerekiyor. Bu şartlar altında bunca işi yerine getirebilen canlıya da kadın diyoruz.  Sırf kadın olduğu için düşük ücret alan, mevki sahibi olabilmek için erkeklerin gönlünü hoş etmek zorunda bırakılmış bir varlık hangi dünyada özgür olabilir ki? Ve Duygu Asena bunları romanlarına konu olarak seçtiği için feminist damgası yedi. Keşke her kadın biraz feminist olsa!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 H erkesin Hiçbir Şeyi Hikayem 91 yılında başladı. Her yıl daha da geriye gitti ve bu yıl kendime en uzak yılım oldu.  En umutsuz en çaresiz...